Herkese selam. Nasılsınız bakalım? Nasıl gidiyor hayat? Ben iyiyim. Online eğitime alışmaya çalışıyorum. Program yaptım, derslere katılıyorum vs. Bugünün anlam ve önemini hepimiz biliyoruz sanırım. “Öğretmenler Günü”. Yazıma Başöğretmen Ulu Önder Atatürk ile başlamak ve bu yazıyı hayatıma, hayatlarımıza dokunan tüm öğretmenlere ithaf etmek istiyorum.
Bu yazıyı yazarken kullandığım harfler, aldığımız laik eğitim, güzel sanatlar okulları, Türkçe’nin varlığını korumayı amaçlayan kurum Türk Dil Kurumu;tarihimizi, geçmişimizi öğrenmemize katkı sağlayan, Türkler hakkındaki olumsuz iddialara ve kullanılan “barbar” sözüne karşın durumun böyle olmadığını, Türklerin geçmişten günümüze medeniyetlere sağladığı katkıları anlatan Türk Tarih Kurumu; okul sıralarında kızlı erkekli eğitim görebilme hakkımız ve daha niceleri. Peki tüm bunları kime borçluyuz? Tabii ki eğitim, kültür, sanat ve daha birçok alanda kendilerini geliştiren, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak nesiller yetiştirmek isteyen ve bu yola ömrünü adamış Başöğretmen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Bizler de Türkiye Cumhuriyeti’nin neferleri olarak Atatürkümüz’ün izinden gitmeliyiz. Çok çalışarak vatanımıza, milletimize hayırlı insanlar olma yolunda çabalamalıyız.
Temelde toplumdaki her insanın ailesinden sonra ilk eğitimini aldığı kişiler öğretmenlerdir.Kişi bütün öğrenim hayatı boyunca da öğretmenlerin kendisine kazandırdıklarıyla hayata hazırlanır ve onların öğrettikleri bilgi ve becerilerle insanlığa, topluma faydalı olacak birikimleri edinir. Toplumun hangi kanadından olursa olsun, kökeni ne olursa olsun her insanın hayatına dokunan en azından bir öğretmeni vardır.
Başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere hayatıma, hayatlarımıza dokunan ve yolumuza ışık tutan tüm öğretmenlerimizin ve bana blogunda yazma fırsatı veren ayrıca hazırladığı içeriklerle öğrencilere büyük destek olan Fulya Öğretmenimizin de Öğretmenler Gününü kutluyorum. İyi ki varsınız öğretmenlerimiz!