Uzay Araştırmaları

Uzay teknolojisi, çeşitli araçlarla uzaya çıkılmasını sağlayan, uzayda yapılan araştırma sonuçlarını veya farklı uydu ve gezegenlerden elde edilen örnek maddeleri Dünya’ya ulaştıran teknolojidir.

Uzay İstasyonu

  • Dünya yörüngesinde dolaşan büyük uzay araçlarıdır.
  • İçinde astronotların yaşayabileceği bir ortam bulunur.
  • Birçok bilim dalı için uzayda laboratuvar olarak kullanılır.
  • Bu istasyonlar, deney ve araştırmaların uzaydan yapılmasına imkan sağlar.
  • Günümüzde uzaydaki en önemli istasyon Uluslararası Uzay İstasyonu’dur.

Uzay Roketi

  • Roketler, uç kısmı uçuşu kolaylaştıracak şekilde yapılmış; yakıt, motor ve egzozdan oluşan silindir şeklinde araçlardır.
  • Uzaya uydu veya uzay aracı yollamak için kullanılır.
  • Roketler taşıdıkları yakıtın yanması sonucu oluşan gazın itme kuvvetiyle havalanır.

Uzay Mekiği

  • Dünya ile uzay istasyonları arasında astronotların gidip gelmesini sağlayan ve tekrar kullanılabilir şekilde üretilen araçlardır.
  • Uzay roketlerinin sadece bir defa kullanılması maliyetin yükselmesine ve zaman kaybına sebep oluyordu.
  • Bilim insanları, roket gibi havalanan ve uçak gibi iniş yapabilen, tekrar kullanılabilen bir araca ihtiyaç duydular.
  • Bu ihtiyaç, ilk uzay mekiğinin üretilmesiyle karşılanmış oldu.

Uzay Sondaları

  • Uzay boşluğunda dolaşarak uzay araştırmaları için bilimsel veriler toplayan araca uzay sondası denir.
  • Bu sondalar gök cisimlerine ya da uzay boşluğuna gönderilir.
  • Uzay sondalarında astronot bulunmaz.
  • Üzerlerindeki cihazları kullanarak gezegenler, takımyıldızlar ve diğer gök cisimleri hakkında veriler toplar. Bu verileri üzerinde çalışılması için dünyaya gönderir.

Uzay Teleskobu

  • Yeryüzündeki teleskoplardan daha uzak mesafeleri gösterebilen, uzayda belli bir yörüngede dolaşan güçlü gözlem araçlarıdır.
  • Yeryüzündeki teleskoplardan daha uzak mesafeleri gösterebilen, uzayda belli bir yörüngede dolaşan güçlü gözlem araçlarıdır.
  • Yeryüzündeki teleskoplardan daha uzak mesafeleri gösterebilen, uzayda belli bir yörüngede dolaşan güçlü gözlem araçlarıdır.
  • Uzay teleskopları, uzay mekiği ya da uzay roketi yardımıyla yörüngeye yerleştirilir.
  • Dünyadaki olumsuz hava şartlarından ve şehirlerdeki ışık kirliliğinden etkilenmeden doğrudan uzayı gözlemlemeyi sağlayan teleskoplardır.
  • Hubble (Habıl) uzay teleskobu; uzayı, yıldızları, galaksileri keşfetmek için yörüngeye yerleştirilmiştir.
  • Hubble, uzay teleskoplarının en büyüğüdür.

Yapay Uydu

  • Ulusal ve uluslararası iletişimi kolaylaştırmak, uzay araştırmalarına yardımcı olmak amacıyla insan eliyle yapılmış uydular vardır. Bu uydulara yapay uydu adı verilir.
  • Televizyon, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanmak için haberleşme uyduları, meteorolojik olayları gözlemlemek için meteoroloji uyduları, uzaydaki gök cisimlerini incelemek için astronomi uyduları ve askeri operasyonlarda istihbarat toplamak için casus uydular veya keşif uyduları kullanılır.
  • Ülkemiz dahil birçok ülkenin Dünya yörüngesinde dolaşan yapay uyduları vardır.
  • Türkiye’nin uzayda 3 haberleşme uydusu, 3 gözlem ve keşif uydusu olmak üzere toplam 6 tane aktif uydusu bulunmaktadır.

Uzaydaki Aktif Haberleşme Uydularımız

Türksat 3A

  • 13 Haziran 2008 tarihinde, Fransız Guyanası’nda yer alan uzay merkezinden uzaya fırlatıldı.
  • Türksat 3A uydusu haberleşme ve TV yayınları için kullanılmaktadır.

Türksat 3A uydusu ile ülkemizde altyapı eksikliği ve coğrafi koşullar nedeniyle telefon ve internet erişimi olmayan bölgelere uydu üzerinden telefon ve internet hizmeti verilmektedir.

Türksat 4A

  • Yapımında Türk mühendislerin de görev aldığı Türksat 4A uydusu, 14 Şubat 2014 tarihinde Kazakistan Baykonur Uzay Üssünden uzaya fırlatıldı.
  • Kapsama alanında bulunan Türkiye, Kuzey Afrika, Avrupa, Ortadoğu, Asya ile Sahra Altı Afrika bölgelerine hizmet sağlamaktadır.
  • Haberleşme ve TV yayınları için kullanılır.

Türksat 4B

  • 16 Ekim 2015 tarihinde Kazakistan Baykonur Uzay Üssünden fırlatıldı. Türkiye, Afrika, Avrupa, Ortadoğu ve Güney Batı Asya Türksat 4B haberleşme uydusunun kapsama alanındadır.
  • Bu uydu üzerinden haberleşme ve TV yayınlarına ek olarak yüksek hızlı internet erişim hizmeti sağlanır.

Rasat

  • Uzaktan algılama uydusu olan Rasat, 17 Ağustos 2011’de Rusya’dan fırlatıldı.
  • Yüksek çözünürlükte görüntüleme sistemine sahiptir. Rasat, Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusudur.
  • Rasat tarafından elde edilen görüntüler doğal afetlerin etkisinin belirlenmesinde, çevresel değişimlerin takip edilmesinde, haritacılık ve şehircilik planlamalarında kullanılmaktadır.

Göktürk-2

  • Türkiye’nin özgün olarak geliştirdiği ilk yüksek çözünürlükteki keşif ve gözlem uydusudur. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin’den uzaya fırlatılmıştır.
  • Göktürk-2 ile Türk Silahlı Kuvvetlerine istihbarat ve coğrafi veri sağlanmaktadır.
  • Türkiye’nin savunma, tarım, ormancılık, çevre ve şehircilik alanlarında önemli ihtiyaçlarını da karşılamaktadır.

Göktürk-1

  • Dünyadaki benzerlerine göre oldukça yüksek çözünürlükte görüntüler aktaran gözetleme uydusu Göktürk-1, 5 Aralık 2016 tarihinde Fransız Guyanası’ndan uzaya fırlatılmıştır.
  • Uydumuz; çevrenin ve yapılaşmanın izlenmesi, kadastro faaliyetleri, belediyecilik uygulamaları, tarımsal yıllık ürün tespiti, sınır kontrolü gibi alanlarda uzaktan algılama görevi yapmaktadır.

Ömrünü Tamamlamış Uydularımız

Türkiye’nin aktif uyduları dışında görev süresi sona ermiş uyduları da vardır.

Bu uydular Türksat 1B, Türksat 1C ve Türksat 2A haberleşme uydularıdır.

Türkiye’nin ilk gözlem uydusu olan Bilsat da görevini tamamlamış uydular arasında yer alır.

 

Uzay çalışmaları sonucunda teknolojide yeni buluşlar yapılmıştır. Uzay araştırmaları için geliştirilen alet ve teknolojiler günlük hayata uyarlanarak farklı alanlarda kullanılmıştır.

  • Yapay uydular, ısı ve ışığı iyi ileten hafif malzemelerden üretilmiştir.
  • Daha sonra bu malzemeler; yiyecek paketi, alüminyum folyo ve streç film üretiminde kullanılmıştır.
  • Bebek mamaları da astronotların uzayda kullandığı besin maddeleri ile aynı teknoloji kullanılarak üretilmiştir.
  • Yıldızların ve gezegenlerin sıcaklığını çok uzaklardan ölçmek için geliştirilen teknoloji sağlık alanına da uyarlanmıştır.
  • Bu teknoloji kullanılarak vücut sıcaklığını belirli bir mesafeden ölçen kulak termometresi geliştirilmiştir.
  • Diş tedavilerinde kullanılan şeffaf diş telleri de uzay teknolojilerinin ürünüdür.
  • İtfaiyecilerin kullandığı oksijen tüpleri, kısa dalga telsizler ve ısıya dayanıklı kıyafetler uzay teknolojilerinden yararlanılarak üretilmiştir.

Uzay Kirliliği

  • Uzay araştırmalarının başladığı tarihten günümüze kadar uzaya pek çok araç gönderilmiştir.
  • Yapay uydu, uzay istasyonu, uzay teleskobu gibi araçlar uzaya gönderilip Dünya yörüngesine yerleştirilmiştir.
  • Dünya çevresinde dolaşan ilk yapay uydu Sputnik 1, 1957 yılında uzaya gönderilmiştir.

 1957’de başlayan bu serüvenden günümüze kadar:

  • Uzaya fırlatılan roket sayısı yaklaşık 5250’ye,
  • Bu roketlerin yörüngeye yerleştirdiği yapay uydu sayısı yaklaşık 7500’e,
  • Halen uzayda olan uydu sayısı yaklaşık 4300’e,
  • Halen çalışan uydu sayısı yaklaşık 1200’e ulaşmıştır.
  • Dünya çevresinde, değişik yörüngelerde dönen ve artık herhangi bir işlevi olmayan, insan yapımı cisimlerin tümü uzay kirliliği olarak adlandırılır.
  • Bunların arasında ömrü tükenmiş uyduların yanı sıra uzay roketlerinin uzaya bıraktıkları parçalar ve yörüngede oluşan patlamaların artıkları da vardır.
  • Yüksek hızlarda başıboş dolaşan enkaz parçaları, uzay yürüyüşü yapan astronotlar ve Dünya için tehlike oluşturmaktadır.
  • Yörüngedeki enkaz parçalarının gök bilimcilerde yarattığı başka bir kaygı da gelecekteki uzay araştırmalarıyla ilgilidir.
  • Eğer bu nesneler bir uydu ile çarpışacak olursa yörüngesini değiştirip uydunun Dünya’ya düşmesine sebep olabilir.
  • Uzay çöpleri uydularla ya da diğer uzay araçlarıyla çarpıştığında büyük tehlike oluşturuyor. Bu proje, oluşan uzay çöpü miktarını azaltmak ve daha fazla uzay çöpü oluşmasını engellemek amacıyla geliştirilmiştir.

Teleskop

  • Teleskop, genellikle silindirik bir tüp içine yerleştirilmiş mercek ve aynalardan oluşan gözlem aracıdır.
  • Teleskoptaki mercek ve aynalar ışığı bir noktada toplayıp büyüterek gök cisimlerinin daha parlak ve açık görünmesini sağlar.
  • 1608 yılında Hans Lippershey (Hans Lipırşey), iki basit merceği bir tüp içinde birleştirerek ilk teleskobu yaptı.
  • Ünlü bilim insanı Galileo (Galile) bu tasarımı geliştirerek gök bilimi için kullanılabilecek bir teleskop haline getirdi.

Optik Teleskop

  • Günümüzde en yaygın kullanılan teleskop çeşidi optik teleskoplardır.
  • Optik teleskoplar mercekli, aynalı ya da hem mercekli hem aynalı olabilir.

Bulucu dürbün:

  • Teleskop üzerinde bulunan basit bir dürbündür.
  • Göz merceğinden bakılmadan önce gözlemi yapılacak gök cisminin daha kolay bulunmasını sağlar.

Göz merceği:

  • Göz merceği ile düzeltilen görüntü, göz ile görülebilir hale getirilir.
  • Farklı boyutlarda olur ve yaptığınız yakınlaştırma miktarını belirler.

Teleskop tüpü (optik tüp):

  • Teleskobun optik parçalarını bulunduran yapıdır.

Kundak:

  • Teleskobun yatay ve dikey düzlemde hareket ettirilmesini sağlayan yapıdır.

Üç ayak (tripod):

  • Teleskobun bir noktaya sabitlenmesini sağlar ve istemsiz olarak hareket etmesini önler.

Netlik ayar tekerleği:

  • Göz merceğinde oluşan görüntünün netlik ayarının yapılmasını sağlar.

Teleskop açıklığı:

  • Teleskobun gözlem yapılan bölgeden ışığı toplayan kısmıdır.
  • Teleskobun açıklığı ne kadar büyükse, teleskop o kadar fazla ışık toplar.
  • Teleskobun daha çok ışık toplaması daha parlak ve daha iyi bir görüntü oluşmasını sağlar.


Bir teleskobun gücü, gözlem yapılan alandan teleskoba ulaşan ışık miktarı ile doğru orantılıdır.

 

Gözlemlediğimiz gök cisminden gelen ışık miktarı arttıkça teleskopta görüntü netleşir.

 

Teleskobun bulunduğu yer çevresel ışık kaynaklarına ne kadar uzak ise gözlemlediğimiz alandan teleskoba o kadar çok ışık ulaşır.

 

Sabit teleskoplar kullanılarak uzay gözlemlerinin yapıldığı yerlere rasathane (gözlemevi) denir.

 

Çevredeki ışık miktarı dışında gözlemevi kurulacak bölgelerin bazı özellikler taşıması gerekir. Bu özellikler şunlardır:

  • Bulutsuz gece sayısının fazla olması
  • Havadaki nem oranının düşük olması
  • Havadaki kirliliğin ve toz oranının düşük olması
  • Deprem kuşaklarına uzak olması

Bu özellikler dikkate alınarak kurulan gözlemevleri, uzay gözlemlerinin verimli ve düzenli yapılmasına olanak sağlar.

Işık Kirliliği

Yanlış aydınlatma ışık kirliliğine yol açar. Işık kirliliği; yanlış yerde, yanlış miktarda, yanlış yönde ve yanlış zamanda ışık kullanılmasıdır.

Işık kirliliği, nüfus artışına bağlı olarak her geçen gün artış göstermektedir. Hava kirliliği ve su kirliliği kadar olmasa da gereğinden fazla ışık kullanmak insan yaşamını olumsuz etkiler.

Teleskobun Gök Bilimine Katkıları

İnsanoğlunun gök bilimiyle ilgili yeni keşifler yapma çabasının sonucu olarak teleskop icat edildi.

Bilim insanları teleskoplarla gökyüzünü incelemeye başladıktan sonra yeni gezegenler, yıldızlar ve farklı gök cisimleri keşfettiler.

Tartışılan pek çok konuya açıklama getirdiler. Araştırma ve keşifler artarak devam etti. Gök biliminin gelişmesindeki en büyük pay teleskoplara aittir.

Eğer teleskop icat edilmemiş olsaydı şu sonuçlarla karşılaşılırdı:

  • Bir gök cisminin uzaklığı, kütlesi ve yaşı hesaplanamazdı.
  • Çıplak gözle görülemeyen sönük gök cisimleri keşfedilemezdi.
  • Gök bilimi yeterince gelişemezdi.
  • Uzay hakkında detaylı bilgiler elde edilemezdi.

 

Batılı Gök Bilimciler ve Türk Gök Bilimcileri

CACA BEY (1240-1301)

 

Selçuklu Dönemi’nde, Caca Bey tarafından gök bilimleri araştırma merkezi olarak yaptırılan Cacabey Camii ve Medresesi dünyanın ilk gök bilimi okuludur.

 

Gök cisimlerinin hareketlerini inceleyen gözlemevi olarak ayakta kalan tek medresedir.

 

 

ULUĞ BEY (1395-1449)

Gök bilimi ve matematik alanlarında çalışmalar yapmıştır. 1428 yılında Semerkant’ta bir gözlemevi yaptırmıştır.

 

Bu gözlemevinde Batlamyus’un yaptığı çalışmadan sonra ilk kapsamlı yıldız cetveli olan Uluğ Bey’in “Yıldızlar Cetveli” büyük önem taşımaktadır.

ALİ KUŞÇU (1403-1474)

Türk dünyası gök bilimci ve matematik âlimleri arasındadır. Ortaya koyduğu eserlerle büyük bir üne sahip olmuştur.

 

Fatih külliyesinde bir güneş saati yapmış, İstanbul’un enlem ve boylam derecesini belirlemiştir. Ay’ın ilk haritasını çıkarmıştır.

 

Bugün Ay’ın farklı bölgelerine Ali Kuşçu’nun ve Abbas İbn Firnas’ın adı verilmiştir.

COPERNICUS (KOPERNİK)(1473-1543)

Modern gök biliminin kurucusu kabul edilir.

 

Kopernik, bilim tarihine Kopernik Prensibi veya Kopernik Teorisi olarak geçen gezegenlerin Güneş etrafında döndükleri esasına dayanan bir teorisi bulunmaktadır.

 

 

GALİLEO (1564-1642)

En önemli gözlemleri Ay ve Güneş üzerinedir. Ay’ın evrelerini incelemiş; Ay’da kraterler, dağlar ve vadiler görmüştür.

 

Satürn’ün halkasını gözlemlemiş, teleskobu güçlü olmadığı için gezegenin halkasını iki yapışık parça olarak görmüş ve bunları uydu zannetmiştir.

KEPLER (1571-1630)

 

“Kozmografik Gizem” adlı eserinde gezegenlerin Güneş’e olan uzaklıklarını hesaplamıştır.

 

Ayrıca Mars’ın yörüngesinin elips şeklinde olduğunu belirtmiştir. Güneş’in gezegenlere olan çekim gücünü de içeren, kendi adıyla anılan üç önemli yasa oluşturmuştur.