Asitler ve Bazlar

pH METRE(ÖLÇEĞİ):Maddelerin asitlik,bazlık derecesini ölçmek için pH ölçeği kullanılır.

  • pH derecesi 0-7 arasında olan maddeler asidiktir.
  • pH değeri 7-14 arasında olan maddeler baziktir.
  • pH değeri 7 olan maddeler nötrdür.(saf su ve tuz)
  • Asitler mavi turnusol kağıdını kırmızıya çevirirler.(aklımızda tutmak için “asitler kızartır.”)

Bazlar kırmızı turnusol kağıdını maviye çevirirler(aklımızda tutmak için “bazlar morartır.”)

ASİTLER: Günlük hayatımızda epeyce yer kaplar.

Limon: Sitrik asit

Elma: Malik asit

Üzüm:Tartarik asit

Süt-Yoğurt: Laktik asit

Sirke: Asetik asit

Çilek: Folik asit

Karınca asidi:Formik asit

Asitler,

  • Cildi tahriş ederler.
  • Tatları ekşidir.
  • Mermeri aşındırırlar.
  • Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir.

BAZI ÖNEMLİ ASİT VE BAZLAR:

  • Asit ve bazları ayırt etmek için bazı araçlar kullanılır.Bunlara ayraç(belirteç) ya da indikatör denir.
  • Asitler bazlarla tepkimeye girerek tuz ve su oluştururlar.

Asit+Baz=Tuz+Su

  • Asitler metallerle tepkime verirler. H2(gazı) açığa çıkartırlar.

BAZLAR VE ÖZELLİKLERİ:Sulu çözeltilerine OH(hidroksit) iyonu veren maddelere baz denir.

  • Şampuan,mayonez,sabun,diş macunu,çamaşır suyu, amonyak,kabartma tozu baz maddelere örnektir.

ASİT VE BAZLAR KULLANILIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Kuvvetli asit ve bazlar aşındırıcı etkileri nedeniyle vücudumuzla temas etmemelidir. Asit ve bazlarla ilgili kazalarda insan vücudunda kalıcı izler oluşabilmektedir.Özellikle sanayide kullanılan asit ve bazlar çok kuvvetlidir.

  • Asit ve bazları gıdalardan uzak bir bölümde saklamalıyız.
  • Temizlik yaparken deterjanlı yüzeyleri bol su ile durulamalıyız.
  • Asit ve bazları çocukların erişemeyeceği yerde saklamalıyız.
  • Temizlik malzemelerini birbiri ile karıştırmamalıyız.
  • Herhangi bir kaza yaşamamız durumunda sağlık kuruluşuna başvurmalıyız.
  • Temizlik yaparken eldiven kullanmalıyız.

 

 

 

 

FİZİK BİLİMİNİN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ

Matematik

Fiziksel bir olayı ispat ederken, deney sonucu elde edilen verilerde ve sonucun daha rahat anlaşılması için matematik fizikle iç içedir.

Matematik  fizik biliminin dilidir. Fizik, doğada gerçekleşen olayları  matematik ile ifade eder ve bağıntıların ifadesinde matematiksel terimleri kullanır.

Biyoloji

Fizik, biyoloji ile çalışırken biyofizik adı altında çalışır. Fizik bilimiyle birlikte gelişen teknoloji, biyoloji ile birleştiğinde canlı organizmaların görüntülenmesine ve yapısının açıklanmasına dair her türlü araştırmaya zemin sağlar.

Gözün yapısı, görme olayı, yeşil bitkilerde suyun ince borularla yapraklara taşınması durumlarını anlatabilmek için biyoloji ile fizik iç içedir.

Kimya 

Fizik,  alt dallarından biri olan termodinamik alanı ve ısı kavramıyla ilgili olan ve maddenin katı, sıvı, gaz hâllerini detaylı şekilde inceleyen kimyayla  iç içedir.Fiziğin kimyayla olan ilişkisi de  fizikokimya başlığı altında incelenir.

Bileşik oluşumunu, atomlar ve moleküller arasındaki oluşumları açıklamada yardımcı olur.

Müzik

 Müzik ve fizik aslında çok sıkı bir ilişki içerisindedir. Bu sebeple müzisyenin, müziğin fiziksel temellerine dair bilgisi olmalıdır. Müzik deyince aklımıza gelen ilk şey, ses kavramıdır. Ses, madde moleküllerinin titreşimiyle oluşan bir dalga hareketidir.

 

Coğrafya

Fizik; alçak ve yüksek basınçları, atmosferdeki hava olaylarını açıklarken, pusula ile yön bulmada coğrafyadan yararlanır.

Tıp

Tıpta kullanılan röntgen, ultrason, Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) görüntüleme tekniği fizik araştırma çalışmalarının ürüne dönüşmüş hâlidir. Adli tıp alanında delillerin analiz yöntemleri geliştirilirken fizik ilkelerinden yararlanılır.

Mühendislik

İnşaatta kullanılacak maddelerin sağlamlığı,depreme dayanıklılık vb.konular fizik bilgisi içerir.

Sanat

Işığın doğrusallığı, perspektif çizimleri, ebru sanatı vb uygulamalarda, (müzik, resim ve fotoğrafçılıkta) fizik kullanılır.

Spor Alanı

Fiziğin hareketle olan ilişkisine bakıldığında sportif faaliyetlerin temelini oluşturduğu görülür. Zihinsel ve teknik çabalarla birlikte; yarışma, eğlenme vb. amaçlarla yapılan sporun her aşamasında fiziğin etkilerini görmek mümkündür. Spor aleti ve kıyafetlerinin tasarımında, sporcunun hareketlerinde, yapılan faaliyetin başarıya ulaşmasında gereken mekanik hesaplamalarda fizik kavramları kullanılır.

Sporcuların giydiği kıyafetlerin teri çekmesi için kılcallık etkisinden faydalanılır. Futbolcuların giydiği kramponların tabanları basıncı arttırarak kaymayı önleyecek şekilde tasarlanmıştır. Kayakla atlama yapan sporcuların uzak mesafelere atlayabilmesi, bir eğik düzlemden kayarak potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye dönüştürmesi esasına dayanır.

Bazı sporlarda topun döndürülerek atılmasıyla iki yanında oluşan farklı basınç, topun eğrisel yörünge izlemesine olanak sağlar. Cevapları merak edilen aranan birçok doğa olayı, felsefe ve fiziğin ortak ilgi alanındadır. Evrenin varoluşu ve temel bileşenleri, maddenin yapısı, zaman vb. her iki disiplinin de açıklama getirdiği sorulardır.

Arkeoloji

Kazılarda bulunan eserlerin yaşının hesaplanmasındanükleer fizik kullanılır.

Astronomi

Gök cisimlerinin hareketlerinin incelenmesinde Fizikten yararlanılır.

Fiziğe giriş

FİZİK BİLİMİ

Fizik, uzay zaman madde ve enerji ilişkilerini inceler.

Fizik gözleme dayalıdır.

Geniş bir çalışma alanına sahiptir.

Maddenin özellikleri ile, bunlar üzerinde gerçekleşen olaylar fiziğin konusudur.

Fizik ne ile uğraşır?

Maddi evrende meydana gelen her türden olayların neden ve nasıl meydana geldiğini araştırır.

Evreni etkileyen, olayları şekillendiren ve yöneten yasaları inceler.

Fizik ne ile uğraşmaz?

Maddi evrenin dışında hiç bir şeyle ilgilenmez.

Maddenin var olmadan önce ne olduğu ile ilgilenmez.

Dini konular (teoloji) ile ilgilenmez.

Fizikötesi (metafizik) ile ilgilenmez.

 

 

PERİYODİK SİSTEM

Element: Tek tip tanecikten oluşan maddelere (saf madde) denir.

*Elementler tek tip atom içerirken, bileşikler en az iki tip atom içerir.

PERİYODİK SİSTEM ÖZELLİKLERİ

  • Elementler artan atom numaralarına göre yan yana satırlarda sıralanmıştır.

Benzer kimyasal özellik gösteren elementler alt alta gelecek şekilde sütunlar oluşturmuştur.

PERİYOT:Periyodik sistemdeki satırlardır.

GRUP: Periyodik sistemdeki sütunlardır.

Periyodik sistemde 7 periyot,18 grup vardır. Bu gruplardan 8 tanesi A, 10 tanesi B grubunu oluşturur.

PERİYODİK SİSTEMİN TARİHSEL GELİŞİMİ:

*JOHANNWOLFGANK DÖBEREİNER:
1829 yılında yapmış
olduğu çalışmada;
elementleri benzer
özelliklerine göre üçlü gruplara ayırmıştır. Bu
gruplara Triadlar kuralı denir. Böylece
elementler ilk defa gruplandırılmış oldu.

*A.E BEGUYER DE CHANCOURTOS
Benzer fiziksel özellik gösteren
elementler dikey sıralarda olacak
şekilde sarmal olarak sıralamıştır. Fakat bu
listede elementlerin dışında bazı iyonlara ve
bileşiklere de yer vermiştir. Sonuç olarak
elementler ilk defa bir tabloya yerleştirilmiş
oldu.

*JOHN NEWLANDS

Yaptığı çalışmada benzer
özelliklerin her 8 elementte bir
tekrar ettiğini görerek ilk kez
periyodikliği fark etmiş ve bu
durumu müzik notalarına
benzetmiştir. Bu kurala Oktavlar
kanunu denir.

*DİMİTRİ MENDELEYEV ve JULİUS LOTHER MEYER

Mendeleyev ve Meyer birbirlerinden habersiz, aynı dönemde elementler sınıflandırmış ve aynı
sıralamayı bulmuşlardır Ancak Meyer elementler benzer fiziksel özelliklerine göre sıralarken, Mendeleyev bu sıralamada atom ağırlığını göz önünde bulundurmuştur. Bu çalışmaları ile günümüzdekine yakın bir tablo oluşturmuşlar ve periyodik tablonun babası unvanını almışlardır.

NOT: Mendeleyev, günümüzde kullandığımız periyodik sisteme benzer bir sistem oluşturmuştur.

*HENRY MOSELEY

1913’de Elementleri
proton sayılarına yani atom
numaralarına göre sıralayarak
Mendeleyev ’in hatasını
düzeltmiş ve gümüzdeki
periyodik taployu ortaya çıkarmıştır.

*GLENN SEABORG

1917’de yaptığı çalışma ile
Henry Moseley’in tabloya
yerleştiremediği lantanitler ve
aktanitleri tablonun altına 2
sıra halinde yerleştirmiştir.

PÜF NOKTALAR:

  • Katman sayısı=Periyot numarası
  • Son katmandaki elektron sayısı= Grup numarası

Birinci periyotta sadece helyum ve hidrojen elementi varken, 2. ve 3. periyotta 8 element bulunur. 4. periyotta 18 element bulunur.

METALLER:

  • Periyodik tablonun sol tarafında yer alırlar.
  • Parlak görünümlüdürler.
  • Isı ve elektriği iyi iletirler.
  • Tel ve levha haline getirilebilirler.
  • (cıva hariç) Oda sıcaklığında katı haldedirler.
  • Ametallerle bileşik oluşturabilirler.

AMETALLER:

  • Mat görünümlüdürler.
  • Isı ve elektriği iyi iletmezler.
  • Kırılganlardır, işlenemezler.
  • Oda sıcaklığında katı, sıvı ve gaz halinde bulunurlar.
  • Metallerle kendi aralarında bileşik oluştururlar.

YARI METALLER:

  • Parlak veya mat görünümde olabilirler.
  • Fiziksel özellikleri genel olarak metallere benzer. Kimyasal özellikleri ametallere benzer.
  • Tel ve levha haline getirilebilir.
  • Periyodik sistemde merdiven basamakları gibi metallerle ametaller arasında yer alırlar.

SOYGAZLAR:

  • Parlak değildirler.
  • Oda sıcaklığında gaz haldedirler.
  • Tel ve levha haline getirilemezler.
  • Kararlı yapıda oldukları için elektron alıp vermezler.
  • Doğada tek atomlu halde bulunurlar.
  • Periyodik cetvelin en sağında bulunurlar.

KARARLI ATOM: Bir elementin elektron dağılımı yapıldığında son yörüngesinde 8 elektron bulunuyorsa kararlı atomdur.

NOT: 8A grubunda bulunan bütün elementler kararlıdır.

1A,2A,4A,5A,6A,7A} KARARSIZLAR

*Kararsızlar kararlı hale geçmek isteyebilirler bunu elektron alarak ya da vererek yaparlar.

Yaz Tatilinde Yapılabilecek Aktiviteler w/Oğul Can

Merhaba. Ben geldim. Bugünkü konumuz yaz tatilinde yapılabilecek aktiviteler… Keyifli Okumalar <3

.

.

 

Konser Görüntüleri &gt; Bendis AVM

Konsere Gidin: Konsere gidin diyorum ama bu vakalar azalmadığı sürece gidilebilecek gibi durmuyor. O yüzden online konserlere katılabilirsiniz. 

 

Yılda 50 Kitap Okumak ve Hemen Hepsini Hatırlamak | by Gürcan Öztürk |  Türkçe Yayın | Medium

Kitap Okuyun: Yaz tatilinde “aman çok ders çalışmalıyım”, “gelecek yılın konularını bitireyim seneye rahat ederim” gibi düşüncelere sakın kapılmayın. Önce eksik konularınızı bitirin. Çünkü genelde gelecek yıl göreceğiniz konular ya geçen yılın konularının devamı olur ya da tekrarı olur. Bu yüzden konularınızı bitirip kendinize vakit ayırın. Kitap okuyabilirsiniz. Benim kitap önerileri yazımı da okuyabilirsiniz. <3

 

Uzaktan Birlikte Film İzleyip, Sohbet Edeceğiniz Uygulama! - Moblobi.com

Film/Dizi İzleyin: Tatilde En Az  3 Tane Film İzleyin. Eğer isterseniz “film önerileri” şeklinde bir yazı da yazabilirim <3 Eğer tiyatrolar ve sinemalar açılırsa 1-2 kere de sinemaya gidebilirsiniz. Önlemlerinizi Almayı Unutmayın Tabii <3 

 

Rüyada Fotoğraf Çekmek Nedir? Ünlü Biriyle Fotoğraf Çektirdiğini Görmek Ne  Demek? - Rüya Tabirleri

Fotoğraf Çekin: Günümüz teknolojisi telefonlar… Telefonlarınızdan bol bol anı biriktirin. Fotoğraf çekinin. İleride bunlara ayıracağınız vakitler olmayacak. O yüzden şimdi bol bol anı biriktirin. Fotoğraf Çekinin. <3

 

Gezmeye Gitmek İstiyorum, Nerelere Gitmeli? | 2021 ÖNERİLER | Görkemliyollar

Bol Bol Gezin: Bol bol gezinden kastım her gün AVM’ye gidin demek değil. AVM’ye de gidin değişiklik olur ama açık alanlarda vakit geçirin çoğunlukla. Mesela bisiklet sürmeye gidin. Sahilde oturun, dolaşın. Açık alanlarda vakit geçirmek bu zor dönemde de sağlığınız açısından daha iyi olacaktır. 

 

Gitar Nasıl Çalınır - Gitar Çalmayı Öğrenmenin Yolları - blog11

Bir Enstrüman Çalmaya Başlayın:  Yazın klasik önerisi; bir enstrüman çalmayı öğrenmek… Ama bu defa gerçekten öğren. Okullar açıldığında nasıl bir havan olacak sen düşün artık 😀 

 

Yabancı Dil Öğrenmek için Bilmeniz Gereken 11 Altın Kural | Paratic

Bir Dil Öğrenmeye Başlayın:  Bir dil bir insan… O zaman ufak ufak bir başka dilin pratiklerini yapmaya başla.  Mesela Almanca ya da Korece. Bazı okullarda yaz programları olacakmış. Korece de o yaz programı kursunda var diye biliyorum. Bunu değerlendirin:) Zaten almancayı çözdüm diyorsan ee o zaman alternatif başka bir dil seç her zaman gezecek değilsin değil mi? <3

 

Yazımı Okuduğunuz İçin Teşekkürler. Benden Bu Kadar <3

Diğer Yazılarımda Görüşmek Dileğiyle…

 

OKUMA KİTAPLARI ÖNERİSİ YAZIMA GİTMEK İÇİN TIKLA: https://fulyamert.com/okuma-kitaplari-oneri/

LGS SONRASI DÖNÜŞ YAZISI !!!-Fatma Zührenaz

Herkese merhabaaa! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, çoook uzun zaman oldu yazmayalı. Sınava odaklandığım için pek yazamamıştım. Buraları çok özlemişim. Artık daha fazla yazacağım. Bu yazımda LGS bittikten sonra neler değişti, nasıl hissediyorum? Bunlardan bahsedeceğim. Öncelikle omuzlarımdan koca bir yük kalktığını söylemem lazım. Bir senedir hayatımı LGS’ye göre yaşıyordum, planlarımı ona göre şekillendiriyordum. Bir sürü sınava girdim, bir sürü test kitabı bitirdim, normal hayatımda da stresli bir insan olduğum için maalesef ki sınav stresini epey yakından yaşadım. Sınav bittiğinde buna inanamadım çünkü zaman gerçekten çok çabuk geçmişti ve artık kurtulmuştum. Sınav stresini atlattım ama sanırım tamamen rahatladığım an tercihler bittiğinde ve hatta hangi okula yerleştiğimi öğrendiğimde olacak. Bu süreçte yanımda olan aileme ve öğretmenlerime çok teşekkür ederim.

Sınava hazırlanırken yapmak istediğim çok şey vardı, bunları hep sınavdan sonraya ertelemiştim. Şimdi yapmak istediğim şeyleri sırayla yapıyorum. Hem mental hem fiziksel olarak dinleneceğim ve güzel anılar biriktireceğim bir tatil başladı benim için.  Bu sebepten ötürü çok mutluyum ve heyecanlıyım. Umarım herkes şahane bir yaz tatili geçirir. Kendinize iyi bakın! Mutlulukla ve sağlıkla kalın. Görüşmek üzereee.

 

Lgs Öncesi Son Motivasyon – Oğul Can

Herkese Merhaba! Uzun zamandır buralarda yoktum, biliyorum. Dersler, pandemi derken burayı unuttum. Şimdi özellikle LGS sınavına gireceklerin ama diğer öğrencilerin de motive olabilceği bir motivasyon yazısı yazacağım. Keyifli Motive Olmalar! Beni takip etmeyi unutmayın:) www.instagram.com/lise.blog_06  

 

Merhaba! Şuan yazımı okuyorsun. Çok uzatmadan konuya giriyorum. Konumuz LGS…

Bu Pazar LGS var. Heyecanlı olduğundan eminim. Bu çok normal. Sınav anına kadar gittikçe artacak. Sırada kitapçıkların dağıtılmasını beklerken kalbin çıkacak gibi olacak. Sen o an derin derin nefes almalısın. Yanında suyun varsa bir yudum su iç ve derin derin nefes almaya devam et. Kitapçıklarınız dağıtıldı ve sınava başlamanız için uyarı yapıldı. Kitapçığı açtın ve ilk soruyu yaptın. Artık heyecanın bitti. Sınavı yapacağına eminim. Senin için kolaydır zaten. Bütün dönem bu sınav için çalıştın, hedeflerin için çalıştın. Artık başarma zamanı. Ders çalışmak bir hedef değildir. Seni hedeflerine götüren bir araçtır. Sınavı kazmak için çalıştın. Umarım kazanırsın ama kazanmazsan dünyanın sonu değil. Sakın öyle düşünme. Sınavda kodlamayı sona bırakma. Yapamadığın soruyu sona bırak. Turlama taktiğini kullan. Sakın sözel ile sayısal oturumların arasındaki uzun molada sınavla ilgili konuşma. Şimdiden sınava girecek herkese başarılar dilerim…

-Oğul Can Kızğın

DNA VE GENETİK KOD

DNA VE GENETİK KOD

Canlıyı oluşturan en küçük yapı taşına hücre, hücrenin yönetim ve kontrol merkezine çekirdek adı verilir. Çekirdekte bulunan kalıtım yapılarına kromozom denir. Her canlı türünde belli sayıda kromozom bulunur. Kromozom DNA ve protein kılıftan oluşur. Canlının özelliklerini şifreli olarak taşıyan kalıtım yapısına DNA denir.

 

DNA’yı oluşturan yapı birimine nükleotid denir. Adenin (A), Guanin (G), Sitozin (C) ve Timin (T) olarak dört çeşit nükleotid vardır. Her nükleotidin yapısında organik baz ( A, G, C ve T) deoksiriboz şekeri ve fosfat bulunur.

 

Bu nükleotidlerin uç uca bağlanmasıyla DNA zinciri oluşur. İki DNA zincirinin sarmal yapıda bağlanmasıyla DNA oluşur. Bir DNA sarmalında A ile T , G ile C nükleotidleri karşılıklı bağlanır.

 

 

Nükleotidlerin farklı sayı ve sırada dizilmesiyle genetik kod meydana gelir.

DNA’da belli sayıda nükleotidden oluşan yönetim bölgelerine gen denir. Her gen belli bir canlı özelliğini şifrelemiştir. Örneğin gözün mavi, kahverengi, siyah ve yeşil olmasını DNA’daki genle sağlar.

 

DNA’NIN KENDİNİ EŞLEMESİ

 

Hücre bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı iki katına çıkar.

Bu olaya DNA’ nın kendini eşlemesi denir.

 

 

DNA Kendini Eşlerken ;

  • DNA’ nın iki zinciri fermuar gibi birbirinden ayrılır.
  • Sitoplazmada serbest halde bulunan nükleotidler çekirdeğe girer.
  • DNA zincirindeki nükleotidlerin karşısına uygun nükleotidler bağlanır.
  • Sonuçta başlangıçtaki DNA’nın aynısı olan iki DNA molekülü oluşur.

 

 

 

 

KALITIM

Canlı özelliklerinin oluşumu ve nesilden nesile aktarılmasını inceleyen bilim dalına genetik ya da kalıtım denir.

 

KALITIMLA İLGİLİ KAVRAMLAR

 

Karakter

Canlılardaki kalıtsal olan her bir özelliğe karakter denir.

 

Gen

Canlı özelliklerinin oluşmasını kontrol eden DNA parçalarına gen adı verilir.

Canlılarda Gen-1 , Gen-2, Gen-3 gibi çok sayıda gen görev yapar.

 

Baskın Gen – Çekinik Gen

Canlı özelliklerini oluşturan genler baskın gen ve çekinik gen olarak iki çeşittir.

Bir karakterin oluşumu için bulunduğu canlıda etkisini her zaman gösteren gene baskı ( dominant ) gen denir.

Baskın gen büyük harfle gösterilir. A, B, C, D  gibi.

 

Bir karakterin oluşumu için bulunduğu canlıda baskın gen olmadığında etkisini gösteren gene çekinik ( resesif ) gen denir.

Çekinik gen küçük harfle gösterilir. a , b ,c , d gibi.

 

Alel Gen

Biri anneden diğeri babadan gelen gen çiftine alel gen denir.

Alel genler şu şekilde gösterilir. AA, Aa, BB, Bb ,aa, bb gibi.

 

Homozigot – Heterezigot

Karakter oluşumu için anneden ve babadan gelen alel genlerin aynı olması durumuna homozigot( saf döl, arı döl) denir.

AA, aa, BB, bb gibi.

 

Karakter oluşumu için anneden ve babadan gelen alel genlerin farklı olması durumuna heterezigot ( melez döl) denir.

Aa, Bb gibi

 

NOT: Homozigot karakter baskın yada çekinik yapıya sahip olabilirken, heterezigot karakter sadece baskın yapıdadır.

 

Genotip – Fenotip

 

Canlı karakterlerini oluşturan genlerin sahip olduğu özelliklere genotip denir.

Canlı karakterlerinin dış görünüşüne fenotip adı verilir.

 

 

ÇAPRAZLAMA

Erkek ve dişi atadan gelen genlerin biraraya gelmesiyle yavrudaki bir karakterin oluşmasına çaprazlama denir.

 

Aşağıda A karakterinin iki kuşak boyunca çaprazlanması şematik olarak gösterilmiştir.

 

Önce homozigot genotipli olan zıt fenotipe sahip olan erkek ve dişi ata çaprazlanıyor. Çaprazlama sonucunda hepsi aynı genotip ve fenotipe sahip olan yavru döller oluşuyor.

 

 

 

İnsanda Cinsiyet Oluşumu

 

İnsanlar eşeyli üreme sonucu oluşmaktadır. Hücrelerdeki kromozomları yarısı anneden yarısı babadan gelir.

 

 

  • İnsan hücrelerinde 46 tane kromozom vardır. Bu kromozomlar özellikleri yönünden iki gruba ayrılır.
  • Birinci grup, vücut kromozomlarıdır. İnsandaki kromozomlardan 44 tanesi vücut kromozomudur. Saç geni, ten rengi ve göz rengi vücut kromozomlarını oluşturur.
  • İkinci grup, eşey kromozomlarıdır. İnsandaki kromozomlardan 2 tanesi eşey kromozomlarıdır. Cinsiyet özellikleri ile bazı vücut özelliklerinin belirlenmesinde görev yapar.
  • Eşey kromozomları iki çeşittir. Bunlardan biri X kromozomu ve Y kromozomudur.

X kromozomu hem erkek hem de dişilerde ortak bulunur.  Y kromozomu ise sadece erkeklerde bulunur.

 

 

Akraba Evliliği ve Kalıtsal Hastalıklar

 

Aralarında kan bağı bulunan insanların aynı geni taşıma ihtimali oldukça yüksektir. Benzer genler bebeğe aktarıldığında birçok farklı genetik hastalık ortaya çıkabilir.

 

Aralarında kan bağı bulunan kişiler arasında yapılan evliliğe akraba evliliği denir.

 

Genetik Hastalıklar

 

DNA ve genlerdeki bazı sorunlar sonucunda oluşan hastalıklara genetik hastalık adı verilir. Canlıda genetik hastalığa sebep olan aleller, kalıtsal özelliğe sahip hastalığın nesilden nesile aktarılmasına da yol açmaktadır.

 

  • Hemofili, renk körlüğü, orak hücreli anemi, Down Sendromu, altıparmaklılık gibi sorunlar genetik hastalıklara neden olmaktadır.
  • Akraba evlilikleri genetik hastalık oluşturmaz.
  • Soyda bulunan hastalık genlerinin bir araya gelme olasılığını artırır. Bundan dolayı her akraba evliliği sonucunda genetik hasta çocuk doğmaz.

 

Mutasyon

DNA molekülündeki nükleotid dizilimlerinde ve kromozomlarda meydana gelen değişikliklere mutasyon adı verilir.

Mutasyona; radyasyon, ultraviyole ışınları, bazı ilaçlar ve kimyasal maddeler sebep olabilir.

Mutasyonlar, hem vücut hücrelerinde hem de üreme hücrelerinde görülebilir. Üreme hücrelerinde görülen mutasyonlar nesilden nesile geçme özelliğine sahiptir.

Vücut hücrelerinde görülen mutasyonlar ise eşeyli üreyen canlılarda nesilden nesile geçmez.

 

 

Modifikasyon

Canlının dış görünüşünde, ortam koşullarının etkisiyle ortaya çıkan ve kalıtsal olmayan değişimlere modifikasyon adı verilir.

Modifikasyonlar geçicidir. Bu nedenle değişime sebep olan etki ortadan kalktığında, modifikasyon da ortadan kalkar.

Modifikasyonlar oluşurken genlerin yapısı değişmez, yalnızca genlerin işleyişi değişir.

Isı, ışık, sıcaklık ve beslenme gibi yapıların meydana getirdiği değişiklikler modifikasyonlara sebep olabilir.

Arılarda arı sütüyle beslenen dişi yavru kraliçe olurken çiçek tozu (polen) ile beslenen dişi yavru işçi arı olmaktadır.

 

 

                         

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adaptasyon

 

Canlının bulunduğu çevreye uyum sağlamasına adaptasyon denir.

Başka bir deyişle canlıların, belirli çevre koşullarında yaşama ve üreme şansını artıran kalıtsal özellikler kazanmasına adaptasyon denir.

 

Adaptasyonun Özellikleri

  • Kalıtsal bir özelliktir.
  • Yavru bireyler ebeveynleriyle benzer özellik gösterirler.
  • Çevresel faktörler etkilidir.
  • Asıl amaç hayatta kalmaktır.

 

Adaptasyona Örnekler

 

  • Çölde bulunan bitkiler su kaybını önlemek için ortama uyum sağlayarak yapraklarını inceleşerek kaktüs gibi diken şeklini almıştır.
  • Köpek balıklarının sırt ve karınlarının farklı olması onlara su altında hareket halindeyken bile gizlenme özelliği kazandırır.
  • Bukalemunun renk değiştirme özelliği hayatta kalması için gereklidir, buda adaptasyona bir örnektir.

 

BİYOTEKNOLOJİ

Genetik mühendisliği yöntemleri ile DNA ve genler üzerinde yapılan çalışmalara biyoteknoloji denir. Biyoteknoloji ile canlıların genetik bilgilerinin değiştirilmesi sağlanabilir.

 

Biyoteknoloji Uygulama Alanları

 

a) Gen Aktarımı

Bir canlıya ait DNA’nın bir bölümündeki genin çıkartılarak başka bir canlıya aktarılmasına gen aktarımı denir.

Gen aktarımı ile geni alan canlıya yeni özellikler kazandırılması sağlanır.

 

 

b) Klonlama

Seçilen bir canlının ya da canlıya ait bir özelliğin birçok kopyasının üretilmesine klonlama denir.

 

c) Gen Tedavisi

Hücredeki eksik ya da hatalı genlerin işlevini üstlenecek yeni genlerin hücreye aktarılmasıdır.

 

BASINÇ

BASINÇ NEDİR?

 

Raptiyeyi işaret ve baş parmağınızın arasına alın ve her iki parmağınızla raptiyeye eşit miktarda kuvvet uygulayın. Raptiyeyi uyguladığınız bu eşit kuvvet hangi parmağınızda daha büyük bir etki gösterdi?

 

 

 

Hiç kuskusuz raptiyenin sivri ucunun parmağınızda daha büyük bir etki gösterdiğini hissettiniz.

 

Peki raptiyenin diğer ucuna da aynı kuvveti uyguladığımız halde parmağımızda daha az etki göstermesinin sebebi ne olabilir? İşte bu soruların cevabı bizi basınç kavramına götürür.

 

Basınç yüzeye dik bir biçimde uygulanan kuvvete denir.

 

Yüzey alanı küçüldükçe alana etki eden basınç artar.

 

Kalemin sivri ucunun yüzeyi küçük olduğu için parmağınıza yaptığı basınç büyük olurken, kalemin geniş yüzeyine etki eden basınç daha küçük olur.

 

Basınç P sembolü ile gösterilir. Basıncın birimi Pascal’dır (Pa)

 

BASINÇ ; Katı Basıncı, Sıvı Basıncı ve Gaz Basıncı olmak üzere üç gruba ayrılır.

 

KATI BASINCI

Her maddenin bir ağırlığı vardır. Bu nedenle maddeler sahip olduğu ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye basınç uygularlar.

 

Maddenin ağırlığı arttıkça yüzeye uyguladığı kuvvet de artar. Bu nedenle yüzeye uygulanan basınç miktarı da artmış olur.

 

Sünger bir yüzeyin üzerine G ağırlıklı bir cisim koyduğumuzda sünger bir miktar içeri çöker, Süngerin üstüne koyduğumuz cismin ağırlığı arttıkça süngerdeki içeri çökme miktarı artar. Bunun nedeni cismin ağırlığı arttığı için süngere uyguladığı basınç miktarı da artar.

 

 

 

 

NOT: Cismin ağırlığı basınç ile doğru orantılıdır. Ağırlık arttıkça basınç artar.

 

Basınca etki eden diğer faktör ise cismin yüzey alanıdır.

 

Aşağıda görülen G ağırlıklı cismin S1 yüzeyi S2 yüzeyine göre daha geniştir. Cismi S1 ve S2 yüzeyleri üzerine koyduğumuzda cismin uyguladığı basınçları inceleyelim.

 

 

 

 

Cismin S1 yüzeyini süngere koyduğumuzda cismin sahip olduğu ağırlık geniş bir yüzeye dağılacaktır. Bu nedenle ağırlığın etkisi geniş bir alana yayılacaktır. Oluşan basınç sonucu sünger bir miktar içe çökecektir. Cismin bu durumdaki basıncına S1 diyelim.

 

İkinci durumda cimin S2 yüzeyini süngere koyduğumuzda cismin sahip olduğu ağırlık öncekine göre daha dar bir yüzeye dağılacağından, ağırlığın etkisi dar bir alana yayılacaktır. Oluşan basınç sonucu sünger ilk duruma göre daha fazla içe çökecektir. Cismin bu durumdaki basıncına S2 diyelim.

 

P1 ve P2 basınçlarını karşılaştırdığımızda küçük yüzey üzerinde oluşan P2 basıncının P1 basıncından daha büyük olduğu görülür.

 

NOT: Cismin yüzey alanı basınç ile ters orantılıdır. Yüzey alanı arttıkça basınç azalır.

 

Günlük Hayattan Basıncı artırmaya örnekler

  • Bıçağın ucunun sivri olması
  • Sivri topuklu ayakkabının kuma gömülmesi
  • Kışı tekerlere zincir takılması
  • Dişlerimizin keskin olması
  • Krampon tabanında sivri çiviler olması

 

Günlük Hayattan Basıncı azaltmaya örnekler

  • Kamyonların teker sayısının fazla olması
  • Kar ayakkabılarının tabanının geniş olması
  • Kepçe ve tanklarda palet kullanılması

 

SIVI BASINCI

 

Sıvılarda katılar gibi ağırlıklarından dolayı içerisindeki kaba basınç uygular. Katılar yalnızca temas ettiği yüzeye basınç uygularken, sıvılar akışkan olduğu için bulunduğu kabın her noktasına basınç uygular.

 

 

 

 

Sıvı basıncı nelere bağlıdır?

 

Huniyi kap içerisine aldırdığımızda sıvı basıncının etkisiyle U borusundaki su yükselir. Huniyi daha derine daldırdığımızda ise U borusundaki su seviyesi daha fazla yükselecektir.

 

 

 

Bu durumun temel nedeni sıvı basıncının derinlik ile doğru orantılı olmasıdır. Derinlik arttıkça sıvı basıncı da artar.

Bir diğer durum ise içerisinde yağ ve su dolu olan iki kaba hunileri eşit yükseklikte daldırdığımızda su dolu kaptaki U borusundaki yükselme miktarı, yağ dolu kaptaki U borusundaki yükselme miktarından fazladır.

 

 

 

Bunun nedeni ise Suyun yoğunluğunun, yağın yoğunluğundan fazla olmasıdır.

 

Sıvı basıncı sıvının yoğunluğu ile doğru orantılıdır. Sıvı yoğunluğu arttıkça sıvı basıncı da artar.

 

Son olarak sıvının bulunduğu kap şeklinin sıvının basıncına bir etkisi olup olmadığını gözlemleyelim.

 

 

 

 

Resme bakıldığında borusundaki sıvı seviyeleri arasındaki farkların eşit olduğu gözlemleniyor. Buradan kap şeklinin sıvı basıncına bir etkisi olmadığı görülmüştür. Yani sıvı basıncı kabın yüzey alanına ve şekline bağlı değildir. Ancak düzensiz şekildeki bir kap ters çevrildiğinde sıvının derinliğine değiştiriyorsa bu durumda kabın son halindeki sıvı derinliği göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Sıvıların Basıncı İletmesi ( Pascal Prensibi)

 

Bir kaptaki sıvının yüzeyine uygulanan basınç, sıvı tarafından temas ettiği tüm noktalara aynen ve dik olarak iletilir. Bu duruma Pascal prensibi adı verilir.

 

 

 

 

Sıvılar sıkıştırılamaz olmaları basıncı aynen iletmelerini sağlar.

 

İçi su dolu balona eşit büyüklükte delik açıp üzerine bastırıldığında, deliklerden fışkıran suların aynı uzaklığa gittiği görülür. Sebebi Pascal Prensibine göre sıvı basıncının her noktaya aynen iletilmesidir.

 

 

 

 

Pascal Prensibinin Uygulama Alanları

 

Su Cenderesi

Otomobil Fren Sistemi

Berber Koltuğu

Su Tulumbası

 

Gaz Basıncı

Gazlar da tıpkı katı ve sıvılar gibi sahip oldukları ağırlıktan dolayı içerisindeki canlılara basınç uygularlar. Bu basınca atmosfer basıncı yada açık hava basıncı denir.

 

Sıvı basıncı gibi açık hava basıncı da yükseklere çıkıldıkça azalır. Yüksek noktalara çıkış yapan bazı dağcıların burun kanaması yaşamasının sebebi de budur.

 

Açık hava basıncının büyüklüğünü yaptığı deneyle ölçen bilim insanı Evangelista Toricelli’dir. Toriçelli 1 m uzunluğundaki bir cam boruyu cıva ile doldurup parmağıyla kapattığı boruyu cıva dolu bir kabın içine ters şekilde çevirmiştir. Cıva seviyesini deniz seviyesinde ve 0°C’de 76 cm olarak ölçmüştür.

 

 

 

 

Buradan sonuçla açık hava basıncının büyüklüğü ;

76 cm-Hg = 1 atm

olarak kabul edilmiştir.

 

Not: Cıva seviyesi, borunun kalınlığına ve şekline bağlı değildir.

 

Açık Hava Basıncının Günlük hayattaki etkisi

 

  • Açık Hava Basıncı Nelere Bağlıdır?

Deniz seviyesinden yukarı doğru çıkıldıkça açık hava basıncı azalır.

 

Yüksek dağlara çıkıldığında havanın yoğunluğu azalır, bu nedenle basınç da azalır.

 

  • LPG ve mutfak tüpleri hastanelerdeki oksijen tüpleri kapalı kaplarda gaz basıncının günlük hayattaki uygulamalarıdır.

 

 

 

  • Meyve suyu kutusu içerisindeki tüm havayı içimize çektiğimiz de yani Havayı vakumladığımızda açık hava basıncı etkisi sonucunda kutu büzülür, pipet kullanarak meyve suyu içerken pipetin içindeki havayı içimize çekerek vakumlarız böylece bardaktaki sıvı açık hava basıncı etkisi ile pipet içerisinde hareket eder.

 

 

 

 

  • Ağzına kadar su dolu bardağın üst kısmını içerisine hava hapsolmayacak şekilde dosya kağıdı ile kapatıp bardağı ters çevirdiğimizde bardaktaki sıvı basıncı açık hava basıncına eşit olur ve su dökülmez.

 

 

  • Açık Hava Basıncı Deniz Seviyesinden Yukarıya Doğru Çıkıldıkça Azalır.

 

 

 

 

 

  • Haşlanmış Yumurta Deneyi

 

 

 

 

Cam şişe içerisinde kibritle ateş yakılarak atılıp, şişenin ağzına haşlanmış yumurta yerleştirilirse şişe içerisinde ateş söndüğünde yumurta da şişe içerisine düşecektir.